Ağrısız Doğum (Epidural) İle İlgili Bilmeniz Gereken Her Şey
Annelik, tüm kadınların hayali olan, bebeğin en iyi koşullarda en sağlıklı biçimde yaşayabilmesi gayretinin bir ömür yürekte taşındığı çok kutsal bir görevdir. Uyku düzeninden, yaşam standartlarına, emzirme döneminde yeme alışkanlıklarına kadar uzanan her konuda annenin kendinden fedakarlık verdiği çok önemli, diğer yandan da bir ömür boyu süren bir görevdir annelik.
Hamilelik, henüz bebeğini kucağına almamış annenin dokuz aylık yaşamına ilişkin çok adımlı bir süreçtir. Hamilelikte değişen hormonlar nedeniyle anne vücudunda çeşitli değişiklikler ve buna bağlı patolojik olaylar da gelişmektedir. Dokuz aylık bu sürecin sonunda acılı, ağrılı, zor bir doğum onları beklemektedir. Hal bu kadar karmaşıkken tıbbın her geçen gün değişen, gelişen ve yenilenen hizmetlerinden faydalanmak isteyen anneler doğumda kendilerine en yardımcı olacak yöntemleri seçmeye başlamışlardır. Bu yöntemlerden biri de epidural yani ağrısız doğum.
Tıp Dilinde Epidural Doğum
Doğum, normal bir hamilelikte anne karnında dokuz ay on günlük (yaklaşık 40 haftalık) bir süreci tamamlayan bebeğin dünyaya gelmesi olayıdır. Gelişen dünya ve ilerleyen teknolojiler aracılığıyla doğum eylemine farklı bakış açıları kazandırılmış ve çeşitli doğum stratejileri geliştirilmiştir. Günümüzde bilinen doğum şekilleri şu şekilde sıralanabilir: Normal doğum, sezaryen doğum, suda doğum.
Epidural doğum ise ‘ağrısız doğum’ anlamına gelmektedir. Epidural alan, omuriliği çevreleyen zarlar ile omurlar arası bağ doku arasında klan boşluktur. Bu alana çeşitli ameliyatlar ve sebeplerle ilaçlar enjekte edilebilmektedir. Bu hususta karıştırılmaması gereken iki kavram vardır; anestezi ve analjezi. Analjezi, ağrının olmaması (ağrısızlık) hissetmeme (duyusuzluk) anlamında kullanılır. Normal doğumda bel bölgesine verilen epidural ilaç ile analjezi sağlanmış olurken, sezaryen işleminde anestezi de sağlanmış olur. Uygulama şekli aynıdır yalnızca ilaç dozu farklı verilmektedir.
Ağrısız Doğum
Her annenin hayali rahat, ağrısız bir doğum geçirmektir. Doğumda hissedilen ağrıyı ya da sancının şiddetini:
- Bebeğin boyu,
- Bebeğin anne karnındaki pozisyonu,
- Pelvis (çatal) genişliği
Gibi faktörlerin yanı sıra;
- Ağrı eşiği,
- Geçmiş doğumlarında yaşadığı olumlu veya olumsuz tecrübeler,
- Doğumdan beklentiler
Anneye yaşayacağı en güzel tecrübesinde sıkıntılı süreç yaşamasını önlemek adına doğum ağrısını önleyebilecek, en aza indirebilecek yöntemler araştırılmış, denenmiş ve geliştirilmeye çalışılmıştır.
Günümüzde oldukça sık tercih edilmeye başlanan epidural doğum yöntemi bel bölgesine yerleştirilen milimetre boyutlarındaki tüp ile bel hizası aşağısından beyne ağrı götüren sinir liflerini bir süreliğine devre dışı bırakır ve ağrıyı ortadan kaldırmış olur. Aynı zamanda rahim kasılmalarını engellemez ve doğum eylemini sınırlandıracak bir durum oluşmaz.
Epidural Doğumun Olası Etkileri
Doğum ağrılarını geçirmek amacıyla farmakoloji uzmanları gelişmiş ilaç teknolojisi ile yan etkisi anneye en az zarar verecek çeşitli anestezikler geliştirmektedirler. Fakat yan etkisi olmayan ilaç üretmek mümkün değildir. Bu yan etkilerden en sık karşılaşılanı sedasyon, uyuşukluk ve uyku halidir. Yapılan araştırmalar da damar yolu ile verilen bu anesteziklerin kaşıntı, bulantı, kusma tarzı etkilere neden olduğu ve anne sütünü dolayısıyla emzirmeyi geciktirdiğini göstermiştir.Ağrısız Doğum hakkındaki tüm detaylar kadin.com’da!