Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte herkesi tatil heyecanı sarmaya başladı yavaş yavaş. Yaz mevsimi demek güneş demek. Deniz kıyısında yapılacak bir tatil bol bol güneşlenmeyle beraber yanında doğal olarak güneş lekelerini de getiriyor. Çoğu kadın için istenmeyen bir görüntü oluşturuyor güneş lekeleri.
Lekelenmemek için ne yapmalı?
Güneş lekelerinin nasıl geçeceğinden daha önemli olan konu aslında lekelenmemek. Lekelerin oluşmaması için alınacak tedbirler yabana atılmayacak kadar mühim. Güneş ışığına karşı yeterli koruma sağlayan koruma faktörü içeren koruyucular kullanmak şart. Çeşitli ışık türlerine karşı koruma sağlayan yaklaşık 15 civarında koruma faktörü içeren ürün bulunuyor. Bunun yanında cildi bol bol nemli tutmak gerekiyor. Antioksidan açısından yüksek miktarda C vitamini içeren preparatlar kullanmak, güneşin dik açıda bulunduğu saatlerde, cilde parfüm sıktıktan sonra ve terli iken güneşte kalmamak çok önemli.
Lekeler nasıl oluşuyor?
Güneş lekelerinin oluşma sebebi aslında vücudumuzun doğal olarak kendi kendine aldığı bir tedbirden ibaret. Uzun süre güneş ışığına maruz kalındığında vücut hemen savunma sistemini aktif hale getirerek 3 yönteme başvuruyor. Bunlar bronzlaşma, koyulaşma ve lekeleme. Bu yolları kullanarak vücut zararlı ışınların daha derindeki dokulara ulaşmasını engellemeye çalışıyor.
Güneş lekelerinden kurtulmak için
Yine de ne yaparsanız yapın hala güneş lekelerinin oluşmasını engeleyememişseniz artık bunun için de bilimsel yöntemler mevcut. Güneş lekelerinden kurtulmak artık kesinlikle ciddi bir sorun değil. Çünkü eczaneler bilimsel yöntemlerle bitkilerden elde edilen çözümlerle geliştirilmiş leke çıkarıcılarla dolu. Başka hiç bir yönteme başvurmadan doğrudan bir eczaneye gidip leke çıkarıcıyı elde etmeniz mümkün.
Leke açıcı kullanmadan önce bilinmesi gereken önemli bir konu cildinizin güçlendirilmesi gerektiği. Eğer cildiniz yeterince bakımlı ve güçlü değilse leke çıkarıcılar kılcal damarların belirginleşmesine yol açabilir. Veya cildi tahriş ederek lekelerin büyümesine de sebep olabilir.
