Artık üniversite öğrencileri üzerinde o kadar bir baskı haline gelmiş ki artık bayram tatillerinde eve giderken neredeyse yol boyu ona silah gibi doğrultulmuş soruları düşünür halde gelen zavallı öğrenciler artık bu sorulardan kurtulmak istiyor. Kabusları haline gelen kısır döngü akraba sorularının en popüler olanları aşağıda paylaşılmıştır.
Ya dedecim, amcacım, halacım artık hangisiysen, ya biz bunları konuştuk hani, sen sordun ben anlattım. Neden durmadan bu soruyu soruyorsun sen?
Serseri olucam. Gasp, adam yaralama, hırsızlık, uyuşturucu ve daha ne kadar pislik varsa onlarla uğraşıcam.
Sınıfta kalmak yok ama ben şimdi sana vize-final-büt üçgenini, çan sistemini, alttan-üstten ders almayı nasıl anlatayım ya.
Bu bir soru değil ama sorulardan daha kallavi bir cümle. Alttan alta hadi artık bitir şu okulu imasının kralı. “Biz torun sevmek istiyoruz, yeter millet ikinci torunu seviyor” demenin bir farklı versiyonu.
Üniversitenin ilk yılından itibaren sorulan ahiret sorularından bu da. Evet, bu sene son, biraz sonra şu kapıdan son kez çıkıp yine kendimi vuracağım yollara, daha gelmem buraya.
Bu da genelde genç ve uzak akrabalardan gelen bir soru. “Ortam şahane. Patenli kızlar üstsüz dondurma dağıtıyor kampüste. Havuz var, havuza girmeyeni hoca derse almıyor.” diyeceksin, düşünsün dursun kendi kendine.
Tamam da halacım bundan sana ne? Annem babam darlamıyor beni böyle, sen neden dert ediyosun bunu?
Haydaaa. Ya bu komşunu oğlunu tanıyan varsa aranızda bi buluversin. Kim bu adam? Anka kuşu mübarek.
Genelde uzak akrabalardan gelen bir soru daha. “Ya ben seni tanımıyorum ki neden arayım?” da denmiyor.
Yine bir uzak akraba sorusu. Ya hayır, seni hatırlamadım. Neden ısrarla kendini anlatıyosun bana? Tamam seni küçükken gördüm ama 4 yaşındaydım 4, nasıl hatırlayayım?