Mezoterapi yönteminde sadece bir kez kullanılıp atılan, 4 milimetrelik özel steril iğnelerle, cildin derm tabakasına birer santim arayla batırılan etkin ilaçlar, kılcal damar dolaşım yoluyla selülitli bölgeye direkt etki ediyor. Böylece dokulardaki ödemi çözüyor, bozulmuş olan lenf ve kan dolaşımını düzeltiyor. Hücrelere depolanmış yağ yeniden çalışmaya başlıyor, şeker ve yağ asitlerine ayrılarak kullanılabilir hale geliyor.
Uzmanlar, deri üzerinde biriken fazla miktarda toksinin, yağ hücrelerine tuzak hazırlayarak bu hücrelerin şişmesine ve kan dolaşımının zayıflamasına sebep olduğunu belirterek, bu her iki sistemin zayıf çalışması halindeyse selülitlerin artarak ciltte Sağlıksız bir görünüm meydana getirdiğini bildiriyor.
Selülitin oluşmasının sebebi olarak östrojen hormonunu gösteren uzmanlar, östrojenin, vücutta yağ ve şekerin depolanmasını sağlayan insülini arttırdığını vurguluyor. Uzmanlar, özellikle buluğ çağı, hamilelik ve doğum kontrol haplarının kullanıldığı dönemlerde, bu Hormonun en üst seviyeye ulaştığını da kaydediyor.
Kadın vücudunda kalça, karın, alt ve üst bacak bölgelerinin, yağ depolamaya uygun yapıda olduğunu ifade eden uzmanlar, “Selülit, deri altındaki yağ hücreleri gereğinden fazla yağ depoladıkları zaman oluşur. Şişen hücreler dışarı doğru çıkıntılar oluşturur ve sonuçta deri girintili çıkıntılı bir hal alır” diyorlar.
NASIL UYGULANIYOR?
Uzmanların bildirdiğine göre, ‘Mezoterapi’ tedavi yönteminde önce, ekografi (ultrason) ile selülitli bölgenin kalınlığı, mezoterapist doktorun çalışacağı derinlik ve o bölgeye giriş Açıları tespit ediliyor. Sadece bir kez kullanılıp atılan, 4 milimetrelik özel steril iğnelerle, etkin ilaçlar, cildin derm tabakasına birer santim arayla batırılıyor. Bu ilaçlar, kılcal damar dolaşım yoluyla selülitli bölgeye direkt etki ediyorlar. Böylece dokulardaki ödemi çözüp, bozulmuş olan lenf ve kan dolaşımını düzeltiyorlar. Bozulmuş olan yağ hücreleri ile dolaşım arasındaki ilişki tekrar kuruluyor ve yağ hücrelerine depolanmış yağ yeniden çalışmaya başlıyor, şeker ve yağ asitlerine ayrılarak kullanılabilir hale geliyor. Mezoterapi süresince kişinin yapacağı düşük kalorili rejimle bu yağlar, vücut tarafından enerji olarak tüketiliyor.
Mezoterapi olmadan yapılacak diyetin, aslında normal kısımlarda yağ kaybına sebep olup yerel fazlalıkları daha belirgin hale sokabileceğine dikkat çeken uzmanlar, “Yağ dokusu yüz, göğüs gibi hasta vücudunun üst kısımlarından kaybolur, kalça ve bacaklarda yağ dokuları değişime uğramaz. Halbuki mezoterapide kişi, bölgesel olarak selülit yağlarını kaybettiğinden kısa sürede (15 Günde 2 beden gibi) olması gereken şekle kavuşur. Tedavi bitince uzman doktor tarafından hastanın bitim ekografisi alınır. Böylece selülitin mezoterapi ile tedavisi ispatlanmış olur” ifadesini kullanıyor.
SELÜLİTE KARŞI DİYET
Mezoterapinin, sadece selülit tedavisinde değil, akne, saç dökülmesi, bel ağrısından migrene kadar pek çok rahatsızlığa karşı uygulandığını kaydeden uzmanlar, ilk kez 1952 yılında Fransa’da uygulanan bu uluslararası yöntemin, halen İspanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Belçika, İsveç, Danimarka ve Japonya’da çok yaygın olduğunu bildiriyor.
Bu arada uzmanlar, iyi bir diyetin, hem sağlık için gerekli hem de selülitle mücadelede bir başlangıç noktası olduğunu vurgulayarak, şu önerilerde bulunuyor:
“Yağ alım miktarınızı sınırlayın, tereyağı, margarin gibi katı yağları, kızarmış ve şekerli yiyecekleri ve rafine karbonhidratları kesin. Ayrıca Tuzlu ve baharatlı yiyecekleri de azaltın. Her Gün bolca taze sebze ve meyve yemeyi ve 7 – 8 bardak Su içmeyi de ihmal etmeyin. Sağlıklı bir diyete ilave olarak, kan dolaşımını hızlandırmak da selülitli bir görünümü iyileştirmek için gereklidir. Bunun için selülit kremleriyle veya vibromasaj aletleriyle masaj yapabilirsiniz. Masaj vücudun tembel ve hareket etmemekte inat eden dokularını harekete geçirerek kan dolaşımını hızlandırır.”
iha