Varis birçok kişinin karşılaştığı bir hastalıktır. Fakat kişiler özellikle ameliyat sonrası ayaklarında kalıcı izler kalacaklarını düşündükleri için varis tedavisi olmayı reddederler ve varisin varis çorabıyla falan geçeceğini düşünürler. Fakat varis kendi kendisine geçmediği gibi şiddeti sürekli bir şekilde artan bir hastalıktır. Bu sebeple varis olan kişilerin mutlaka tedavi olması gerekecektir.
Varis tedavisinin eskisi gibi korkulmasına gerek yoktur. Çünkü artık varis tedavileri ameliyatsız bir şekilde yapılmaktadır ve bu sebeple de kişilerin ayaklarında herhangi bir kalıcı iz kalmayacaktır. Bu sebeple kişilerin bu tedaviyi ertelememesi şiddetle önerilir. Bunun yanı sıra varis ameliyatında belirli bir yaş sınırı bulunmaktadır fakat ameliyatsız varis tedavisinde herhangi bir yaş kısıtlaması yoktur.
Varis araştırıldığı vakit genel olarak kadınlarda görülen bir hastalıktır. Buna rağmen birçok erkekte de görüldüğü olmuştur. Yalnızca yaşlılarda değil aynı zamanda çocuk ve gençlerde de nadir de olsa görülür. Varisin oluşmasında bir etken sürekli ayakta durmaktır. Bunun yanı sıra yaşlılık, gereğinden fazla dar giyinmek, hormon tedavisi ve doğum hapları da varis için bir sebep olarak gösterilebilir. Aynı zamanda varis aileden de gelebilen bir hastalıktır.
Varisin anlaşılması çok da zor değildir. Ayak derisinin altında damarlar belirgin şekilde gözükür ve bu damarlar eğik durumdadır. Bunun yanı sıra ayak uyuşması, derinin renginin değişmesi, kaşınma, çabuk yorulma gibi hisler de varisin anlaşılmasında yardımcı olmaktadır.
Artık varis tedavisinde ameliyatsız yöntemler tercih edilmektedir. Çünkü bu yöntemler hem daha kolay bir şekilde tedavi sağlamaktadır aynı zamanda da kişinin ameliyat izi kalmaması konusundaki talebini de karşılamaktadır. Ameliyatsız varis tedavisi sayesinde kişiler kısa bir süre içinde sağlıklarına kavuşacaklardır.
Bu tedavi yöntemleri arasında köpük yöntemi ve lazer yöntemi bulunmaktadır. Köpük yönteminde damarlara iğne yapılırken lazer yönteminde hastalıklı damarlar lazerle kapatılmaktadır. Her iki yöntem dışında bir de frekans yöntemi bulunmaktadır. Lazer yöntemine oldukça benzemektedir ve lazer yerine damarlar radyo frekans vererek kapatılmaktadır. Tüm yöntemler oldukça başarılıdır.